Erzincanlı sanatçı Yusuf Babaoğlu, 35 yılı aşkın süredir gravür tarama tekniğiyle bakır portreler işleyerek geleneksel bakır sanatını yaşatıyor.

Sanat yolculuğuna 1990’lı yılların başında adım atan Babaoğlu, geleneksel bakır işlemeciliğinin ustalığını, çelik uçlarla uyguladığı titiz tarama yöntemiyle sürdürüyor. 60’lı yaşlarına yaklaşan sanatçı, her bir portreyi 1 ila 2 gün süren sabırlı bir çalışma süreciyle tamamlıyor.

Babaoğlu’nun elinden çıkan eserler, yalnızca yerel halkın değil, Türkiye’nin dört bir yanından ve yurt dışından gelen sanatseverlerin de ilgisini çekiyor. Portre koleksiyonunda devlet büyüklerinden sanatçılara, spor dünyasının ünlü isimlerinden gazetecilere kadar yüzlerce simanın yer aldığını belirten Babaoğlu, “Her resmi sevgiyle ve titizlikle işliyorum,” diyor.

Bakır sanatının bir dönem Erzincan’da oldukça yaygın olduğunu hatırlatan Babaoğlu, “O zamanlar bu iş bir zanaat olduğu kadar bir geçim kaynağıydı. Biz de zamanla hem zanaatkâr hem sanatçı olarak bu mirası devam ettirdik,” sözleriyle geçmişi yad ediyor.

Yaz aylarında özellikle gurbetçilerden yoğun ilgi gören Babaoğlu’nun atölyesinde, yurt içi ve yurt dışına gönderilen siparişler de dikkat çekiyor. İstanbul’dan Erzincan’a gelen bir ziyaretçi olan Nazım Civan ise Babaoğlu’nun eserlerini gördükten sonra şu ifadeleri kullandı: “Gerçek el işçiliği ve kazıma sanatıyla yapılmış bu portreler etkileyici. Mutlaka bir eser yaptıracağım.”

Yusuf Babaoğlu, Erzincan’da sanatla iç içe geçen yaşamında, bakıra duyduğu sevgi ve gösterdiği emekle hem bir geleneği yaşatıyor hem de geleceğe ilham kaynağı oluyor.